head [uk] - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

head [uk]



"head [uk]" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
Automotive
head [uk] i. arabanın üstü
head [uk] i. araba tavanı
Breeding
head [uk] i. av hayvanı sürüsü

"head [uk]" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

İngilizce Türkçe
General
bed-head [uk] i. yatak başlığı
Colloquial
out of your head [uk] s. deli
out of your head [uk] s. çılgın
out of your head [uk] s. aklını kaybetmiş
off your head [uk] s. aklı yerinde olmayan
off your head [uk] s. alkolün/uyuşturucunun etkisi altında
off your head [uk] s. sarhoş/kafası kıyak
I’ll knock your head off! [uk] expr. kafanı kırarım!
I’ll knock your head off! [uk] expr. kafanı dağıtırım!
Idioms
have a thick head [uk] f. başı çok ağrımak
have a thick head [uk] f. başında bir ağırlık olmak
have a thick head [uk] f. kafası sersem gibi olmak
have a thick head [uk] f. akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak
knock something on the head [uk] f. bir şeyin yanlış olduğunu göstermek
knock something on the head [uk] f. yanlış olan bir şeyi baştan engellemek/bertaraf etmek
knock something on the head [uk] f. bir şeyin başını ezmek
knock something on the head [uk] f. bir şeyin büyümesini baştan engellemek
knock something on the head [uk] f. yılanın başını küçükken ezmek
knock something on the head [uk] f. bir şeyi yapmamaya karar vermek
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. boş yere çabalamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşa kürek sallamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşuna uğraşmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. havanda su dövmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. iğneyle kuyu kazmak
cannot make head nor tail of something [uk] f. bir şeyden hiçbir şey anlamamak
cannot make head nor tail of something [uk] f. bir şeyden hiç anlamamak
do your head in [uk] f. deli etmek
do your head in [uk] f. kafayı yedirmek
do your head in [uk] f. sinir etmek
get your head round something [uk] f. bir şeyi anlamak
get your head round something [uk] f. bir şeyi idrak etmek
get your head round something [uk] f. bir şeyi anlayabilmek/çözebilmek
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyin) önünü kesmek
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyin) ilerlemesine engel olmak
knock (someone) on the head [uk] f. yanlış olan (bir şeyi) baştan engellemek/bertaraf etmek
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyin) başını ezmek
knock (someone) on the head [uk] f. yılanın başını küçükken ezmek
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyi) bırakmak
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyi) yapmamak
knock (someone) on the head [uk] f. (bir şeyi) ilerletmemek
stick your head above the parapet [uk] f. cesaret edip düşüncülerini söylemek
stick your head above the parapet [uk] f. kendini öne atmak
stick your head above the parapet [uk] f. düşüncelerini açıkça/çekinmeden belirtmek
off (one's) head [uk/ireland] s. sarhoş
off (one's) head [uk/ireland] s. kafası uçmuş
off (one's) head [uk/ireland] s. kafası yüksek
off (one's) head [uk/ireland] s. (alkolden/uyuşturucudan) kendinden geçmiş
off (one's) head [uk/ireland] s. (alkolden/uyuşturucudan) uçmuş
off (one's) head [uk/ireland] s. (alkolden/uyuşturucudan) kendini kaybetmiş
off (one's) head [uk/ireland] s. kafayı bulmuş
Automotive
fixed-head coupé [uk] i. iki kapılı araba
Sport
short head [uk] i. kıl payı
short head [uk] i. burun farkı